Array
(
[0] => Array
(
[id] => 6692
[name] => Herkes Kocama Benziyor
[slug] => herkes-kocama-benziyor-1
[session_date] => 2021-11-03 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-06-28
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 80
)
)
[amount2] => 0
[amount3] => 0
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 1
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-03 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6564
[summary] => ‘’Yok, o geceden beri bir rahatladım ama içim de sanki daha tam soğumadı. Anlamıyom, öfkem öylece alaftan top gibi duruyomuş içimde. Acık soğudu. Amma bazı bazı yine fena oluyom. O geceden beridir bir şey yapıştı. Kafam durmuyo, ha bire çalışıyo. Kafam beynim hep uyanık. ‘’Arada sus kız,’’ diyom. Ne bileyim, ben kadınsam kafamın içi de kadındır herhalde diye öyle söylüyom. Gözleri cin gibi açık bir kadın.’’
Bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten, kurulduğu makamında birer birer anlatıyor. Buraya nasıl ‘’düştüğünden’’, onu terk eden kocasından, kederinden, hevesinden, çok sevdiği pavyonda çalışan diğer ahbaplarından ama en çok da öfkesinden. Geçmişte tanımlayamadığı, anlamına parça parça ulaştığı o öfke bir gün tuvaletin buzlu camı gibi kırıldığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Dramaturji: Ekip çalışması
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/h/herkes-kocama-benziyor-1/image/herkes-kocama-benziyor-1-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Temsili Sahne
[theater_group_ids] => 1473
)
[1] => Array
(
[id] => 6711
[name] => Sanki Hiç Unutmayacakmış Gibi
[slug] => sanki-hic-unutmayacakmis-gibi
[session_date] => 2021-11-04 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-08-08
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 74
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-04 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6562
[summary] => ’Ben bir şey yapmadım, yapamadım. Durdum. İçimdeki boşluk taştı, tutmadım, bıraktım taşsın. Bıraktım getsin gönlünün istediğince… Taştı, taştı, taştı… Yer sarsıldı. Duydum. Duydu herkes. Bütün köy nasıl küçüldüyse öyle bi anda büyüdü. Her şey büyüdü. Bi sen böyle kaldın. Birlikte, avcumuzda tuttuk seni. İkimiz öyle baktık sana. Sanki az evvel hiçbir şey olmamış gibi. Sanki bi masalın içindeymişik gibi. Bir var, bir yokmuşuk gibi…’’
Adına Nihan demişler ama kimse kim olduğunu bilmiyor. Sarıkız’ın yanağına bıraktığı doğum izi yüzünden köyde kimse çevirip de yüzün bakmıyor. Tek dostu Keçi. Keçi’yle bir dağlara gidiyor Nihan, ağaçlara, zeytinlere bakıyor. Taşını oralara sürüyor. Sonra bir bakıyor ki karşısında daha önce böylesini görmediği bir yabancı… Zerda. Zerda’nın köye gelişiyle taşlar tek tek yuvarlanmaya başlıyor. Nihan’ın çocukluğundan beri içinde büyüyüp duran taş da dahil.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/s/sanki-hic-unutmayacakmis-gibi/image/sanki-hic-unutmayacakmis-gibi-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[theater_group_ids] => 219
)
[2] => Array
(
[id] => 6755
[name] => Yok
[slug] => yok
[session_date] => 2021-11-08 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-10-18
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 80
)
)
[amount2] => 0
[amount3] => 0
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 1
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-08 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6582
[summary] => YOK, belleğin tuhaf bir karmaşasından ibaret. Bellek durmadan konuşmakta, öksürmekte, hatırlamaktadır. Sadece bir ağız olsaydı eğer bellek, ondan kimseye ait olmayan kelimeleri duyardık. Mesela bir kedinin, bir ucubenin, bir kadının, bir erkeğin ve bir interseksin...
Derrida, "Marx'ın hayaletleri kitabında;
"Bir hayaletin beni beklediğini biliyordum.
Hem de en başta hem de perdeler açılır açılmaz" der.
"Bir ayağa kalksana" lafı ile karşılaşan bir kadının, 45 saniyede aklından neler geçer? İç seslerini susturup, nasıl bir karar verir?
- Niye bu kadar ısrar ediyor? Burası bir işyeri! Ne yapacağım ayağa kalkıp?
- Bakıyor hala bu adam.
- Bakar tabi. Lafa tuttunuz konudan uzaklaştık.
- 20 saniye olmak üzere.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/4/45-saniye-1/image/45-saniye-1-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Bi' Tık Tiyatro
[theater_group_ids] => 959
)
[4] => Array
(
[id] => 6692
[name] => Herkes Kocama Benziyor
[slug] => herkes-kocama-benziyor-1
[session_date] => 2021-11-11 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-06-28
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 47
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-11 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6565
[summary] => ‘’Yok, o geceden beri bir rahatladım ama içim de sanki daha tam soğumadı. Anlamıyom, öfkem öylece alaftan top gibi duruyomuş içimde. Acık soğudu. Amma bazı bazı yine fena oluyom. O geceden beridir bir şey yapıştı. Kafam durmuyo, ha bire çalışıyo. Kafam beynim hep uyanık. ‘’Arada sus kız,’’ diyom. Ne bileyim, ben kadınsam kafamın içi de kadındır herhalde diye öyle söylüyom. Gözleri cin gibi açık bir kadın.’’
Bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten, kurulduğu makamında birer birer anlatıyor. Buraya nasıl ‘’düştüğünden’’, onu terk eden kocasından, kederinden, hevesinden, çok sevdiği pavyonda çalışan diğer ahbaplarından ama en çok da öfkesinden. Geçmişte tanımlayamadığı, anlamına parça parça ulaştığı o öfke bir gün tuvaletin buzlu camı gibi kırıldığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
Dramaturji: Ekip çalışması
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/h/herkes-kocama-benziyor-1/image/herkes-kocama-benziyor-1-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Temsili Sahne
[theater_group_ids] => 1473
)
[5] => Array
(
[id] => 6794
[name] => Kaspar (Dil İşkencesi)
[slug] => kaspar-dil-iskencesi
[session_date] => 2021-11-12 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-11-12
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 75
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-12 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6592
[summary] => Bir cümleye sahip olan Kaspar gözetlenen bir alanın içerisinde sıkışmıştır. Çevresinde bulunan her eşya yeniden tanımlanır ve insan algısının sınırlarını zorlayacak şekilde düzene uyumlu olması konusunda uyarılır.
Eşyalarla nasıl bir ilişki kuracağı konusunda sürekli yinelenen sert söylemler ve tekrarlar Kaspar'ın kuralları öğrenmesini sağlar. Kaspar'ın kendisiyle kuracağı ilişkinin sınırlarını bile çizmeye zorlayan Suflörün baskısına sürekli maruz kalır.
Oyunda; çıkarları doğrultusunda gündelik bilgilerin yeniden inşa edilme süreci de yaşanırken Suflör'ün Kaspar'a kullandığı sarsıcı, buyurgan ve giderek şiddeti artan diyaloğun saf insanı nasıl değiştirdiğini görürüz. Dayatılan cümleler bir dil işkencesine dönüşür. Oyunun sonunda toplumsal yasaların prototipleştirdiği bir Kaspar'la karşı karşıya kalırız.
Peter Handke'nin yazdığı bu oyun; dil işkencesi üzerinden, insan benliğinin parçalanmasını gözler önüne sermektedir. Yazıldığı ilk günkü kadar güncelliğini koruyan metin, evrensel bir tahakkümün ipuçlarını içerir.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/k/kaspar-dil-iskencesi/image/kaspar-dil-iskencesi-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Pat Atölye
[theater_group_ids] => 960
)
[6] => Array
(
[id] => 6711
[name] => Sanki Hiç Unutmayacakmış Gibi
[slug] => sanki-hic-unutmayacakmis-gibi
[session_date] => 2021-11-20 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-08-08
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 58
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-20 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6563
[summary] => ’Ben bir şey yapmadım, yapamadım. Durdum. İçimdeki boşluk taştı, tutmadım, bıraktım taşsın. Bıraktım getsin gönlünün istediğince… Taştı, taştı, taştı… Yer sarsıldı. Duydum. Duydu herkes. Bütün köy nasıl küçüldüyse öyle bi anda büyüdü. Her şey büyüdü. Bi sen böyle kaldın. Birlikte, avcumuzda tuttuk seni. İkimiz öyle baktık sana. Sanki az evvel hiçbir şey olmamış gibi. Sanki bi masalın içindeymişik gibi. Bir var, bir yokmuşuk gibi…’’
Adına Nihan demişler ama kimse kim olduğunu bilmiyor. Sarıkız’ın yanağına bıraktığı doğum izi yüzünden köyde kimse çevirip de yüzün bakmıyor. Tek dostu Keçi. Keçi’yle bir dağlara gidiyor Nihan, ağaçlara, zeytinlere bakıyor. Taşını oralara sürüyor. Sonra bir bakıyor ki karşısında daha önce böylesini görmediği bir yabancı… Zerda. Zerda’nın köye gelişiyle taşlar tek tek yuvarlanmaya başlıyor. Nihan’ın çocukluğundan beri içinde büyüyüp duran taş da dahil.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/s/sanki-hic-unutmayacakmis-gibi/image/sanki-hic-unutmayacakmis-gibi-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[theater_group_ids] => 219
)
[7] => Array
(
[id] => 6814
[name] => Elveda Saraybosna
[slug] => elveda-saraybosna-1
[session_date] => 2021-11-24 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-11-24
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 70
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-24 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6666
[summary] => Kuşatılmış ve yıkılmış Saray-Bosna kentinde ‘’Gerçeğin Sesi’’ adlı radyo istasyonu bir mahzenden yayın yapmaya çalışmaktadır. Spiker Tura adındaki genç bir kadındır. Tura çaresizlik ve umutsuzluk içindeki Saray-Bosnalılara seslenmekte, onlara müzik dinletmekte, espriler yapmakta, haberler aktarmakta ve en önemlisi cesaret vermekte, yaşama dirençlerini arttırmaya çalışmaktadır. Oyun, başından sonuna kadar düşmeyen temposu, kanlı sahneleri göstermeden savaşın dehşetini yansıtması Avrupa’nın ortasında kadim bir Müslüman kente yönelen akıl almaz vahşeti göstermesi bakımından son derece çarpıcıdır. Oyun bittiğinde seyirci hem soluk almadan güzel bir oyun seyretmiş hem de insan ruhunun en gizli dehlizlerinde dolaşmış olacaktır. İki genç kahramanı aracılığıyla ‘’Elveda Saray-Bosna’’ insanı şaşırtıyor, düşündürüyor. Kendini, yaşamı, ölümü, aşkı, savaşı yeniden sorgulatıyor.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/e/elveda-saraybosna-1/image/elveda-saraybosna-1-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => İzmir Halk Tiyatrosu
[theater_group_ids] => 900
)
[8] => Array
(
[id] => 6746
[name] => Öfkenin Yakın Geçmişi
[slug] => ofkenin-yakin-gecmisi
[session_date] => 2021-11-25 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-08-09
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 69
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-25 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6615
[summary] => Öfke duygusu, modern zamanlarda birçok duygu gibi bastırılarak yönetilmeye çalışıldığı için, toplumuzda kendisini yıkıcılık sonucu ile de gösterebilmektedir.
Oyun, bastırılmış öfkenin nedenlerinden birisinin de yas yaşantısının insan ruhsallığındaki evrelerinin doğal bir parçası olan öfke duygusunun modernizimle birlikte, bir baş etme yöntemi olarak bastırılmasından doğan, bireysel ve toplumsal sorunsallara değinir. Yas yaşam döngüsünün, doğanın bir gerçeği olduğunu hatırlatır. Öfke duygusuyla yaratılan yıkıcılığın yerine bir dönüştürücü olarak yaratıcılığı koymayı önerirken bir çözüm yolu olarak doğayı, bilimi ve sanatı işaret eder.
Seyirciyi kendi içine bakmaya da davet eden oyun, Freud’ un psikanaliz alanı ile sürdürülmüş bir üretim sürecini konu alışıyla, bilim ve sanatın işbirliğine de bir örnek teşkil eder.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/o/ofkenin-yakin-gecmisi/image/ofkenin-yakin-gecmisi-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Tiyatro Gülgeç
[theater_group_ids] => 246
)
[9] => Array
(
[id] => 6390
[name] => Sir Yes Sir
[slug] => sir-yes-sir
[session_date] => 2021-11-26 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2020-01-18
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 72
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-26 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6662
[summary] => 1939 yılında Dalton Trumbo tarafından yazılan “Johnny Got His Gun” isimli romandan “Sir Yes Sir” ismiyle uyarlanmıştır.
Katıldığı savaşta kollarını, bacaklarını ve yüzünü kaybeden genç bir adamdır Joe Bonham. Hareket edemez, konuşamaz, göremez ve duyamaz. Tek sağlam yeri beynidir. Yatırıldığı hastane odasında bu genç adamın anılarına, düşüncelerine ve rüyalarına tanıklık ederiz.
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/s/sir-yes-sir/image/sir-yes-sir-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Proje Eksi Bir
[theater_group_ids] => 953
)
[10] => Array
(
[id] => 5860
[name] => Samimiyet
[slug] => samimiyet
[session_date] => 2021-11-29 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2019-04-09
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 70
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-29 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6584
[summary] => -Merhaba nasılsın?
-İyiyim, sen?
-Ben de iyiyim.
"Gerçekten mi? İyi miyiz? Gün içinde en basitinden en karmaşığına kaç kere yalan söylüyoruz? Kimleri kandırıyoruz? Ailemizi? Arkadaşlarımızı? Kendimizi?.. Kendimize karşı ne kadar “samimi”yiz? Kendimizi yaşıyor muyuz? Yoksa kendimizi programlıyor muyuz? Ne kadarımız hayal, ne kadarımız gerçek? “Samimiyet”; hepimizin yaşadığı, yaşıyor olduğu veya yaşayacağı bir kendini kandırma(ma) yolculuğu. Yol nereye varır bilinmez. Aylaklar Kumpanyası, ilk oyunuyla ve tüm samimiyetiyle sizleri bekliyor."
[img_url] => https://tiyatrolar.com.tr/files/activity/s/samimiyet/image/samimiyet-250x359.jpg
[cat_id] => 2
[tg_name] => Aylaklar Kumpanyası
[theater_group_ids] => 868
)
[11] => Array
(
[id] => 6755
[name] => Yok
[slug] => yok
[session_date] => 2021-11-30 20:30:00
[special_visibility] => 0
[start_date] => 2021-10-18
[donation_status] => 0
[s_text] =>
[free] =>
[sale_url] =>
[we_session] => 1
[layout_system] => 2
[amount] => Array
(
[0] => Array
(
[amount] => 80
[amount2] => 60
[category_group] => 1
[free] => 73
)
)
[amount2] => 0
[amount3] =>
[amount_title] =>
[amount2_title] =>
[amount3_title] =>
[cancel_status] => 0
[sale_status] => 1
[sale_status_ex] => 0
[seats_status] => 0
[session_close_date] => 2021-11-30 19:30:00
[campaing] =>
[ses_list_desc] =>
[loc_name] => Kadıköy Emek Tiyatrosu
[city_name] => İstanbul
[ses_id] => 6585
[summary] => YOK, belleğin tuhaf bir karmaşasından ibaret. Bellek durmadan konuşmakta, öksürmekte, hatırlamaktadır. Sadece bir ağız olsaydı eğer bellek, ondan kimseye ait olmayan kelimeleri duyardık. Mesela bir kedinin, bir ucubenin, bir kadının, bir erkeğin ve bir interseksin...
Derrida, "Marx'ın hayaletleri kitabında;
"Bir hayaletin beni beklediğini biliyordum.
Hem de en başta hem de perdeler açılır açılmaz" der.